Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | soğuk algınlığı | cold i. | ||
I will start by asking you to excuse my voice, which is affected by a cold. Soğuk algınlığından etkilenen sesimi mazur görmenizi rica ederek başlayacağım. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | soğuk algınlığı | the common cold i. | ||
The common cold and flu usually produce a dry cough. Soğuk algınlığı ve nezle genellikle kuru bir öksürüğe neden olur. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | soğuk algınlığı | common cold i. | ||
There is no prescription for a common cold. Soğuk algınlığı için reçete yok. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | soğuk algınlığı | chill i. | ||
Genel | soğuk algınlığı | catarrh i. | ||
Genel | soğuk algınlığı | cauld [scottish] i. | ||
Medical | ||||
Medikal | soğuk algınlığı | catarrh i. | ||
Medikal | soğuk algınlığı | rheum i. | ||
Pathology | ||||
Patoloji | soğuk algınlığı | rhinitis i. | ||
Patoloji | soğuk algınlığı | murr [obsolete] i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | soğuk algınlığı ilacı | cold medicine i. | ||
Fresh air, sunshine, and nighttime cold medicine. Temiz hava, güneş ışığı ve gece soğuk algınlığı ilacı. More Sentences |
||||
Genel | soğuk algınlığı geçirmek | enrheum [obsolete] f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | hafif soğuk algınlığı olmak | get/have the sniffles f. | ||
Deyim | soğuk algınlığı olmak | get/have the snuffles f. | ||
Medical | ||||
Medikal | soğuk algınlığı nöbeti | chill i. | ||
Medikal | soğuk algınlığı ilaçları | common cold medications i. | ||
Medikal | (soğuk algınlığı) burun akıntılı | streaming s. |